E-ticaret dünyasına adım atmak isteyenler için en kritik kararlardan biri, ürünlerini nerede satacağını belirlemektir. Kendi web sitenizi kurmak bir seçenek olsa da, özellikle başlangıç aşamasında pazaryerleri, geniş müşteri kitlesi ve hazır altyapılarıyla büyük avantajlar sunar. Peki, bu kadar çok seçenek varken, sizin için doğru pazaryerini nasıl seçeceksiniz? İşte adım adım pazaryeri seçimi rehberi.
Pazaryeri Nedir?
Pazaryeri, birçok satıcı ile alıcıyı tek bir çatı altında buluşturan online platformlara verilen addır. Nasıl ki bir AVM’de farklı mağazalar müşterilere ürün sunuyorsa, e-ticaret pazaryerleri de dijital birer AVM gibi çalışır. Satıcılar için pazaryerinde mağaza açmak, sıfırdan bir web sitesi kurup trafik çekmeye çalışmaktan çok daha hızlı şekilde geniş bir müşteri kitlesine ulaşma imkânı verir. Müşteriler, güvendikleri ve sık kullandıkları bu büyük platformlarda alışveriş yapma eğilimindedir; dolayısıyla işletmelerin buralarda varlık göstermesi marka bilinirliği ve satışları artırmak açısından kritiktir.
Pazaryerlerinin önemini vurgulayan bir diğer nokta, tüketici güveni ve yoğun trafiğidir. Örneğin, Türkiye’de tüketiciler genellikle ticaret hacmi yüksek ve güvenilir buldukları platformlardan alışveriş yapmayı tercih ederler. Bu nedenle, popüler bir pazaryerinde mağaza açmak, işletmenizin görünürlüğünü ve güvenilirliğini arttırarak satış oranlarınızı yükseltebilir. Kısacası, doğru pazaryerini seçmek e-ticarette müşteriye ulaşmanın en etkili yollarından biridir.
E-Ticarette Pazaryeri Seçimi Nasıl Yapılır?
Doğru pazaryerini seçmek, iş modelinize ve hedeflerinize uygun bir strateji gerektirir. Bu süreçte dikkate almanız gereken temel noktalar şunlardır:
- Hedef Kitleniz Nerede? Ürünlerinizi kimlere satmak istiyorsunuz? Genç ve teknoloji meraklı bir kitleye mi, yoksa ev hanımlarına mı? Satmayı planladığınız ürün grubunun hangi pazaryerinde daha aktif bir alıcı kitlesi olduğuna bakın. Örneğin, el yapımı ürünler için özel niş pazaryerleri daha uygun olabilirken, elektronik ürünler için daha genel ve büyük pazaryerleri öne çıkar.
- Ürün Kategorinize Uygunluk: Her pazaryerinin güçlü olduğu veya odaklandığı belirli kategoriler vardır. Trendyol moda ve ev-yaşamda öne çıkarken, Hepsiburada elektronikte daha güçlü olabilir. Ürününüzün hangi kategorilere girdiğini ve ilgili pazaryerinin bu kategorideki hakimiyetini araştırın.
- Maliyetler ve Komisyon Oranları: En önemli unsurlardan biridir. Pazaryerleri, genellikle her satıştan belirli bir komisyon oranı alır. Bu oranlar, kategoriye, ürün fiyatına ve hatta satıcının performansına göre değişir. Daha önce de belirttiğimiz gibi (ve 2025 verilerine göre de gözlemleyebileceğiniz gibi), bu komisyonlar ciddi bir maliyet kalemi oluşturur. Başvuru ücretleri, listeleme ücretleri veya ek hizmet bedelleri gibi gizli maliyetleri de mutlaka sorgulayın.
- Teknik Altyapı ve Kullanım Kolaylığı: Pazaryerinin satıcı panelinin kullanıcı dostu olması, ürün yükleme, sipariş yönetimi, kargo entegrasyonu gibi süreçleri ne kadar kolaylaştırdığı önemlidir. Teknik bilgiye ihtiyaç duymadan işlerinizi yürütebilmelisiniz.
- Lojistik ve Kargo Desteği: Pazaryerleri genellikle kendi kargo anlaşmalarını sunar ve bazen lojistik depolarını kullanma imkanı bile verir. Bu tür destekler, kargo maliyetlerinizi düşürebilir ve operasyonel yükünüzü hafifletebilir. Pazaryerinin sunduğu kargo entegrasyonlarını ve anlaşmalı firmalarını inceleyin.
- Pazarlama ve Tanıtım Desteği: Pazaryerleri, ürünlerinizi daha geniş kitlelere ulaştırmak için çeşitli reklam ve tanıtım araçları sunar. Bunlar ücretli olabilir, ancak ürününüzün görünürlüğünü artırmak için önemli fırsatlar sunar. Pazaryerinin sunduğu tanıtım imkanlarını değerlendirin.
- Müşteri Desteği ve Satıcı Yorumları: Pazaryerinin satıcılara sunduğu destek kalitesi, yaşayabileceğiniz sorunlarda size yol gösterecektir. Ayrıca, diğer satıcıların o pazaryeri hakkındaki yorumlarını ve deneyimlerini incelemek de faydalı olacaktır.

Trendyol
Trendyol, Türkiye’nin en büyük pazaryeri olup 2010’lu yılların başından bu yana hızlı bir büyüme sergilemiştir. Aylık ziyaretçi trafiği bakımından ülkenin en yoğun e-ticaret platformudur (2025 yılında ~117,5 milyon ziyaret). Başlangıçta moda ve giyim odaklı bir site olarak ün kazanmış, geniş ürün yelpazesi ve agresif pazarlama kampanyaları sayesinde tüketiciler arasında yüksek tercih edilme oranına ulaşmıştır. Özellikle kadın müşteriler ve moda kategorisinde çok güçlü bir konuma sahip olduğu, satıcı tecrübeleriyle de sabittir: Bayanlara yönelik ürünler satıyorsanız Trendyol’da mutlaka yer almanız önerilir, zira platformun ciddi bir kadın üye kitlesi vardır ve alışveriş sıklığı yüksektir.
Trendyol’un satıcılara sunduğu avantajlardan biri, diğer pazaryerlerine kıyasla daha düşük komisyon oranları uygulayabilmesidir (kategoriye göre genelde %10–20 arası). Ayrıca ürün listeleme ve mağaza açma süreçleri ücretsiz ve görece basittir; son yıllarda satıcı panelinde sürekli iyileştirmeler yapılmıştır. Trendyol, güçlü reklam yatırımları (TV ve dijital kampanyalar) ve geniş ürün kataloğu ile her tür tüketiciyi çekmeye çalışır. Platform bünyesinde dahili reklam araçları (Trendyol Ads), indirim kuponları ve sürekli indirim dönemleri (örn. Süper İndirim Günleri) bulunur.
Diğer yandan Trendyol’un dezavantajları da yok değildir. Öncelikle rekabetin en yoğun olduğu platformdur; popüler kategorilerde aynı ürünü satan yüzlerce satıcı bulunabilir ve öne çıkmak emek ister. İkinci olarak, ödeme vadesi konusunda yeni satıcıların alışması gereken bir sistem mevcuttur: Trendyol, ürün tesliminden belirli bir süre sonra (kategoriye göre 1 ila 4 hafta) ödeme yapar. Eskiden 30-45 gün gibi uzun vadeler söz konusuyken bugün birçok kategori için ödeme süresi kısalmış olsa da, nakit akışınızı planlarken bunu dikkate almalısınız. Son olarak, hızlı büyüme ve yoğun kullanım nedeniyle satıcı destek hattında zaman zaman yavaşlamalar veya iletişim zorlukları yaşanabildiği de satıcılar tarafından dile getirilir.
Trendyol’u özetleyecek olursak: Pazar lideri konumu, geniş müşteri kitlesi ve özellikle moda kategorisindeki gücüyle çoğu satıcı için vazgeçilmez bir platformdur. Yeni başlayanlar için marka bilinirliği oluşturmada çok faydalı olabilir. Ancak yüksek rekabet koşullarında başarı için fiyatlandırma, reklam ve müşteri memnuniyeti konularında proaktif olmanız gerekir.
Hepsiburada
Hepsiburada, Türkiye’nin en köklü e-ticaret şirketlerinden biridir. 1998 yılında kurulmuş ve uzun süre kendi stoklarından satış yaptıktan sonra son yıllarda tam anlamıyla pazaryeri modeline geçiş yapmıştır. Aylık 62,5 milyon ziyaretçiyle Trendyol’dan sonra ikinci en büyük pazaryeridir. Hepsiburada’nın en önemli avantajlarından biri, yıllar içinde geliştirdiği güçlü lojistik altyapısı ve geniş ürün kategori yelpazesi sayesindedir – elektronik, ev eşyası, moda, süpermarket ürünleri gibi çok farklı alanlarda hizmet verir ve bu sayede büyük bir tüketici kitlesine hitap eder. Site arayüzü ve müşteri deneyimi açısından kullanıcı dostu bir yapıya sahip olup, marka itibarı uzun geçmişi nedeniyle yüksektir.
Satıcılar açısından baktığımızda, Hepsiburada’da mağaza açmak prestijli olmakla birlikte bazı zorluklar barındırabilir. Ürün listeleme süreci Trendyol’a kıyasla daha zahmetlidir: Örneğin Hepsiburada’da satış yapabilmek için her ürünün bir barkod (GTIN/UPC) numarası olmak zorundadır, aksi halde ürünü sisteme ekleyemezsiniz. Bu durum, özellikle kendi üretimini yapan veya benzersiz ürünler satan küçük işletmeler için engel teşkil edebilir. Ayrıca ürün onay süreci görece uzun sürebilir ve operasyonel açıdan sabır gerektirir.
Hepsiburada Komisyon oranları bakımından Hepsiburada genellikle %12–20 bandıyla orta-üst seviyede komisyonlar uygular, bazı kategorilerde Trendyol’dan yüksek bile olabilir. Satış sonrası elde edilen gelirlerin satıcıya aktarılması noktasında da Hepsiburada’nın uzun vade uyguladığı bilinir: Siparişler onaylandıktan sonra ödeme vadesi 28 ila 45 gün gibi uzun süreler olabilmekte, bu da diğer pazaryerlerine kıyasla oldukça gecikmeli bir ödeme anlamına gelir. Bu nedenle, finansal planlama yaparken Hepsiburada satışlarınızın paraya dönüşümünün daha yavaş olacağını hesaba katmalısınız.
Hepsiburada’nın güçlü yönleri arasında, platformun teknoloji ve elektronik ürünler alanında özel bir güven ve bilinirlik kazanmış olması sayılabilir. Birçok tüketici, bilgisayar, telefon, beyaz eşya gibi yüksek tutarlı alışverişlerde Hepsiburada’yı tercih edebilmektedir. Bunun sebebi hem platformun yıllara yayılan güvenilir marka imajı hem de lojistikte sağladığı hız ve servis kalitesidir (örneğin kendi kargo ağı HepsiJet ile teslimat). Satıcılar için de Hepsiburada, müşteri kitlesinin genişliği sayesinde önemli bir satış kanalıdır; ayrıca belirli dönemlerde sağladığı kampanya destekleri (örneğin indirim kuponları, ücretsiz kargo kampanyaları) satış hacmini artırabilir.
Özetle Hepsiburada: Çok çeşitli ürün kategorilerine sahip, güçlü marka değeri olan ve özellikle elektronik başta olmak üzere pek çok alanda yoğun müşteri trafiği sunan bir platformdur. Ancak satıcılar için komisyon ve ödeme süresi konularında maliyetli olabilir, ayrıca ürün listeleme kuralları daha katıdır. Eğer bu engelleri yönetebilirseniz, Hepsiburada’da var olmak markanız ve satışlarınız için büyük katkı sağlayabilir.
N11
N11, 2013 yılında faaliyete geçmiş bir pazaryeridir. Güney Kore’li SK Group ile Doğuş Grubu ortaklığıyla kurulmuş olup hızlı bir yükseliş yakalamış, özellikle 2010’ların ortalarında Türkiye e-ticaretinde söz sahibi olmuştur. Ancak son yıllarda Trendyol ve Hepsiburada’nın gerisinde kalarak pazar payı ve trafik anlamında düşüşe uğramıştır. 2025 verilerine göre N11’in aylık ziyaretçi sayısı ~6 milyon civarında kalarak ilk 10 içerisindeki son pazaryerlerinden biridir. Bu azalan trafik, platformun rekabette zemin kaybettiğini gösterse de belirli niş alanlarda halen etkin bir oyuncudur.
N11’i benzersiz kılan yönlerden biri, site üzerinde satıcıların ürün sayfalarını diğerlerine göre daha serbest biçimde yönetebilmesidir. Platform, ürün içeriklerinde çok sıkı standartlar uygulamamıştır; bu durum bazen sayfaların düzensiz görünmesine (farklı satıcıların renkli büyük fontlarla ilgi çekmeye çalıştığı, bir standardın olmadığı bir görünüm) yol açmaktadır. Bu açıdan müşteri deneyimi Trendyol kadar pürüzsüz olmayabilir, ancak satıcı açısından bakıldığında ürün girişi ve mağaza yönetimi daha esnek ve hızlıdır. Örneğin barkod zorunluluğu N11’de yoktur, bu da benzersiz veya el yapımı ürünler satanlar için avantaj olabilir.
n11 Komisyon oranları N11’de genel olarak %10–18 aralığındadır, yani rakiplerine benzer seviyededir. Platformun belki de en büyük artısı ödeme hızıdır: N11, satışlardan doğan alacakları genellikle ürün tesliminden en geç 15 gün içinde satıcılara aktarmaktadır. Hatta bazı durumlarda haftalık ödeme döngüleriyle satıcı ödemelerini oldukça hızlı kapatır. Bu, nakit akışı hızlı dönmesi gereken işletmeler için önemli bir avantajdır. Ayrıca N11, kuruluşundan bu yana özellikle kampanya ve kupon uygulamalarıyla tanınmıştır; müşterilere sunduğu indirim kuponları ve her yıl 11.11 gibi özel indirim dönemleriyle satışları canlandırmayı hedefler. Satıcılar da bu kampanya ekosisteminden doğru fiyatlandırma ile faydalanabilir.
N11’in dezavantajları arasında, düşen popülaritesine paralel olarak satıcılar için potansiyel müşteri kitlesinin sınırlı olması sayılabilir. Trendyol ve Hepsiburada’ya kıyasla N11’de satış yaparken daha küçük bir kitleye hitap edebileceğinizi unutmamalısınız. Bununla birlikte, N11 belirli ürün gruplarında hâlâ sadık alıcılar barındırır. Örneğin hırdavat, oto aksesuar, elektronik parça gibi bazı niş ve fiyat hassasiyetinin yüksek olduğu sektörlerde, uygun fiyat sunan satıcılar N11’de başarılı olabilirler. Hatta hızlı tüketim malları veya belirli hobiler için, rakip platformlarda bulunmayan ürün çeşitleri N11’de bulunabildiği için alıcılar tarafından tercih edilmektedir. Platformun dahili reklam aracı bulunsa da (N11 Gösterim Destek vb.), satıcı deneyimleri bu reklamlardan elde edilen faydanın kısıtlı olabildiğini gösteriyor. Bu nedenle N11’de satış artırmanın en etkili yolu, rekabetçi fiyat ve çeşitlilik sunmaktır.
Özetle N11, büyük rakiplerine kıyasla daha küçük ölçekli bir pazaryeri olsa da, esnek yapısı ve hızlı ödeme gibi avantajlarıyla dikkate değerdir. Belirli bir niş ürüne sahipseniz veya fiyat rekabetinde agresif bir strateji güdüyorsanız N11 sizin için uygun bir kanal olabilir. Ancak uzun vadede tek platform olarak N11’e bel bağlamak, daralan müşteri kitlesi nedeniyle sınırlı büyüme getirebilir; bunu göz önünde bulundurmalısınız.
Amazon Türkiye
Amazon Türkiye, e-ticaretin dünya devi Amazon’un Türkiye koludur ve 2018 yılında faaliyete başlamıştır. Global bir şirketin ülke piyasasına girişi olarak büyük ses getirmiş, Türkiye’deki pazaryeri rekabetine uluslararası bir boyut katmıştır. Amazon TR’nin pazar payı son yıllarda giderek artmaktadır (2025’te yaklaşık %12 pazar payı ile üçüncü sıraya yükseldiği belirtilmektedir), ancak hala Trendyol ve Hepsiburada’nın ardından gelmektedir. Bununla birlikte Amazon, küresel marka gücü ve müşteri güveni açısından rakiplerinden ayrışır. Amazon müşterileri platforma yüksek güven duyar ve bu da satıcılar için dönüşüm oranlarının yüksek olması anlamına gelir. Özellikle Amazon Prime hizmeti ile hızlı kargo, müşteri hizmetleri kalitesi ve iade kolaylığı gibi faktörler, müşteri memnuniyetini cezbeden unsurlardır.
Satıcı perspektifinden Amazon Türkiye’nin belirgin avantajları vardır. Amazon Komisyon oranları genel olarak %8–15 aralığında seyrederek diğer büyük pazaryerleriyle rekabetçi düzeydedir, hatta bazı kategorilerde daha düşük bile kalabilir. Örneğin elektronik, bilgisayar gibi kategorilerde Amazon %6–10 gibi düşük komisyonlar uygulayabilmektedir. Ayrıca Amazon’da listeleme yapmak ücretsizdir; satış olduğunda komisyon ödersiniz (Trendyol, N11 ve Hepsiburada’da da benzer şekilde listeleme ücreti yoktur, sadece komisyon vardır). Amazon Türkiye’nin bir diğer önemli özelliği, satıcılara FBA (Fulfillment by Amazon) seçeneği sunulmasıdır. Bu hizmeti kullandığınızda ürünlerinizi Amazon’un deposuna gönderir, siparişleri Amazon’un hazırlayıp göndermesini sağlarsınız. Böylece Prime rozeti kazanarak müşterilere çok hızlı teslimat ve Amazon güvencesi sunabilirsiniz. Bu, özellikle kendi lojistik altyapısı kısıtlı olan satıcılar için büyük bir fırsat olabilir.
Amazon Türkiye’nin dezavantajlarına gelirsek: En bariz konu, satıcı hesabı için alınan aylık üyelik bedelidir. Amazon’da profesyonel bir satıcı olmak isterseniz (ayda 40’tan fazla satış yapıyorsanız), aylık 99 TL + KDV sabit ücret ödemeniz gerekir. (Not: Yeni satıcılara sınırlı süre için bu ücret muafiyeti kampanyası sunulabilmektedir). Diğer platformlarda böyle bir aylık mağaza ücreti bulunmadığı için, bu durum düşük satış hacmine sahip satıcılar açısından maliyetli olabilir. Ancak satışlarınız belirli bir düzeyi aştığında bu ücretin getirdiği avantajlar (Amazon’un gelişmiş araçlarına erişim gibi) maliyeti dengeler.
Bir diğer husus, Amazon’un rekabet ortamının küresel ölçekte olmasıdır. Yani Amazon Türkiye’ye kayıtlı satıcılar sadece yerel firmalar değil, aynı zamanda yurtdışından Amazon üzerinden Türkiye’ye satış yapan satıcılar da olabiliyor. Özellikle belirli ürünlerde Çin’den veya Avrupa’dan doğrudan Türk müşterilere satış yapanlar mevcut, bu da rekabeti kızıştırabiliyor. Ürün fiyatlandırması ve kalite rekabetinde Amazon’da sağlam durmak için iyi bir strateji şart. Ayrıca Amazon’un satıcı performans kriterleri oldukça sıkıdır; müşteri memnuniyetini üst düzeyde tutmanız beklenir, aksi halde listelerinizin görünürlüğü düşebilir veya hesabınız uyarı alabilir.
Amazon Türkiye, müşteri güveni yüksek, hızlı büyüyen ve global entegrasyon avantajı sunan bir pazaryeridir. Özellikle markasını küresel bir platformda konumlandırmak isteyen veya Amazon’un Prime/FBA gibi imkanlarından yararlanmak isteyen satıcılar için çok caziptir. Ancak diğer pazaryerlerine kıyasla operasyonel disiplin ve maliyet planlaması gerektirir. Doğru stratejilerle Amazon’da başarılı olabilir; örneğin komisyon oranı düşük kategorilere yönelebilir, Amazon’un sponsorlu ürün reklamlarını kullanarak öne çıkabilir ve mükemmel müşteri hizmetiyle yüksek puanlı bir mağaza inşa edebilirsiniz.
Aşağıdaki tabloda, ana pazaryerlerinin bazı kritik parametreler açısından özet bir karşılaştırmasını bulabilirsiniz:

Pazaryeri | Komisyon Oranları (Genel) | Ödeme Vadesi (Satıcıya) | Öne Çıkan Özellikler | Dezavantajlar |
---|---|---|---|---|
Trendyol | ~%10–20 (kategoriye göre) | Teslimattan ~7–28 gün | Pazar lideri; geniş ürün gamı ve çok yüksek ziyaretçi trafiği; moda kategorisinde özellikle güçlü (geniş kadın müşteri kitlesi); komisyon oranları makul | Yoğun rekabet ortamı; ödemelerin biraz gecikmeli olması; yeni satıcılar için onay süreçlerinin zaman alabilmesi |
Hepsiburada | ~%12–20 (kategoriye göre) | Teslimattan ~28–45 gün | Köklü ve güvenilir marka imajı; elektronik başta olmak üzere geniş ürün kategorileri; güçlü lojistik ve kargo altyapısı | Komisyon oranlarının görece yüksek olması; ödeme vadelerinin çok uzun olması; ürün listelerken barkod zorunluluğu ve onay sürecinin yavaşlığı |
N11 | ~%10–18 (kategoriye göre) | Teslimattan ~7–15 gün | Belirli niş kategorilerde (hırdavat, oto aksesuar, vb.) fiyat avantajıyla başarılı satış imkânı; hızlı ödeme (haftalık/15 günlük döngü) | Azalan pazar payı ve düşük trafik; site içeriğinin standart olmaması, ürün sayfalarında tutarsız görünüm; rekabetçi kampanyaların Trendyol/Hepsi kadar olmaması |
Amazon TR | ~%8–15 (kategoriye göre) | ~14 gün döngüsel ödeme (her 14 günde bir) | Küresel marka güvenirliği, Prime avantajı ile sadık müşteri; FBA ile hızlı teslimat ve depo hizmeti; uluslararası satış potansiyeli (Amazon Avrupa vb. entegrasyon) | Aylık satıcı üyelik ücreti gerekmesi (99 TL+KDV); küresel rekabetin etkisi (yurtdışı satıcılarla yarış); katı performans kuralları |